Telefon: +90 (216) 474 00 50

yeryüzü danışmanlık

Kadın Cinsel İşlev Bozuklukları : Görünmeyen Nedenler ve Sessiz Etkiler

KADIN CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARI: GÖRÜNMEYEN NEDENLER VE SESSİZ ETKİLER Kadınların cinselliği, bir bireyin hem bedensel hem de duygusal dünyasını şekillendiren önemli bir unsurdur. Ancak doğru bildiğimiz yanlışlar, psikolojik, sosyal ve biyolojik süreçler, kadın cinsel işlev bozukluklarının birçok kadının yaşamını etkileyebilecek bir konu haline gelmesine neden olabilir. Aile danışmanı olarak bu yazıda, kadın cinsel işlev bozukluklarının arkasında yatan nedenlere ve bu bozuklukların kadınların yaşamına olan sessiz etkilerine değineceğim. Kadın Cinsel İşlev Bozukluğu Nedir? Kadın cinsel işlev bozukluğu; cinsel isteğin azalması, cinsel uyarılma sorunları, orgazm güçlüğü veya cinsel ilişki sırasında ağrı gibi durumları kapsar. Bu sorunlar yalnızca bireyi değil, aynı zamanda ilişkileri ve aile dinamiklerini de etkileyebilir. Cinselliğin bir tabu olduğu toplumlarda, kadınlar bu sorunları sıklıkla sessizlikle karşılar ve bu durum, sorunların derinleşmesine neden olabilir. Görünmeyen Nedenler Kadın cinsel işlev bozuklukları genellikle birçok farklı faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Bu nedenleri biyolojik, psikolojik ve sosyal olarak ele alabiliriz. Psikolojik Faktörler Stres ve Anksiyete: Mevcut stresi ve kaygıyı sağlıklı bir biçimde yönetememek kadınların kendilerini cinsel anlamda rahat hissetmelerini zorlaştırabilir. Travmalar: Geçmişte yaşanan duygusal veya cinsel travmalar, cinselliğe dair olumsuz bir algı yaratabilir. Depresyon: Duygusal tükenmişlik, anhedoni, cinsel isteği ve memnuniyeti olumsuz etkiler. İlişki Sorunları: İlişkilerde ki onarılmayan çatışmalar ve güvensizlik hali, cinsellikte uzaklaşmaya neden olabilir. Biyolojik Faktörler Hormonal Değişimler: Doğum sonrası dönem, menopoz ya da tiroid sorunları gibi hormonal dengesizlikler cinsel isteği azaltabilir. Kronik Hastalıklar: Diyabet, kalp hastalıkları ya da nörolojik sorunlar, cinsel yaşamı doğrudan etkileyebilir. Sosyal ve Kültürel Faktörler Toplumsal Tabular: Kadınların cinselliği konuşmaktan çekinmesi, sorunların çözümünü zorlaştırır. Eğitim Eksikliği: Cinsellik hakkında yeterli bilgiye sahip olmamak, sorunların fark edilmesini ve çözümünü geciktirebilir. Cinsiyet Rolleri: Kadınların cinselliği bir görev ya da zorunluluk olarak görmesi, cinsel tatminsizliğe yol açabilir. Sessiz Etkiler Kadın cinsel işlev bozuklukları, yalnızca cinsel hayatı değil, aynı zamanda kadının genel yaşam kalitesini ve ilişkilerini de etkiler. Öz güven kaybı, duygusal uzaklaşma ve ilişkilerde duvar örme, bu sessiz etkilerin başında gelir. Çözümsüz kalan bu durumlar zamanla farklı psikolojik etkenlere, aile içi çatışmalara zemin hazırlayabilir. Çözüm Yolları ve Destek Kadın cinsel işlev bozuklukları, bireysel ya da ilişkisel düzeyde ele alınarak çözülebilecek bir sorundur. Bu süreçte hem bireylerin hem de çiftlerin profesyonel destek alması önemlidir. İşte bu konuda yardımcı olabilecek bazı yollar: Psikolojik Destek: Bireysel veya çift terapisi, altta yatan duygusal ve ilişkisel sorunların çözülmesine destek olabilir. Cinsel Terapi: Kadınların kendi bedenlerini keşfetmeleri ve cinselliklerini daha sağlıklı bir şekilde yaşayabilmeleri için rehberlik sunar. Tıbbi Müdahale: Hormonal ya da fiziksel kaynaklı sorunlar için uzman hekim desteğiyle tıbbi çözümler uygulanabilir. Eğitim ve Farkındalık Çalışmaları: Kadınların kendi cinsellikleriyle barışmaları ve bu konuda bilinç kazanmaları, özgüvenlerini artırır. Son Söz Kadın cinsel işlev bozuklukları, bireylerin ve ailelerin yaşamında çözülmedikçe hasar bırakma oranı giderek artar. Ancak bu, bir kader değildir. Görünmeyen nedenlerin farkına varmak ve sessiz etkilerin üstesinden gelmek için atılacak ilk adım, bu konuyu konuşmaktan çekinmemektir. Profesyonel destekle, kadınların hem bireysel hem de ilişkisel anlamda daha tatmin edici bir yaşam sürmesi mümkündür. Cinsellik, bir kadının yalnızca bedenini değil, ruhunu ve zihnini de kapsayan bir bütündür. Sağlıklı bir cinsel yaşam, bireyin kendini değerli hissetmesinin ve ilişkilerde bağ kurmanın önemli bir parçasıdır. Bu nedenle, cinselliğe dair sorunlarla yüzleşmek hem bireyin hem de ailenin iyilik halini artıracak bir adımdır. Aile Danışmanı Nazlıcan KESKİN

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Nedir?

Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Nedir? En geniş tanımıyla DEHB, bireyin yaşına ve gelişimsel düzeyine uygun olmayan biçimde zayıf dikkat, sürekli aşırı hareketli olma hali ve kendini kontrol etme davranışında görülen problemler olarak tanımlanabilir. Dikkat, aktivite ve dürtü regülasyonunu bozan nörogelişimsel bir bozukluktur. DEHB, çocukluk çağında en çok tanı alan psikiyatrik bozukluktur. İradesizlik, yetersiz ebeveynlik, motivasyon düşüklüğü, kısıtlı zeka, tembellik ile bağlantılı bir durum değildir. Üç tipi bulunur; Bileşik Tip hem dikkat eksikliğinin hem de hiperaktivitenin görüldüğü tiptir. En sık görülen alt tiptir. Dikkatsizliğin ön planda olduğu tiptir. Hiperaktivitenin ön planda olduğu tiptir. DEHB’nin Belirtileri Nelerdir? Kısıtlı dikkat süresi, dağınık dikkat, dikkati toparlamada ve sürdürmede güçlük, dikkatin kolay çelinebilmesi, süreyi iyi kullanamama, konuşmada yaşanılan problemler, düşük okul performansı, akademik becerilerde zayıflık, özgüvende azalmalar, zıtlaşma veya aşırı inatçılık, kısa oyun süresi, çabuk sıkılma, telaşlanma hali, davranış problemleri, aşırı hareketlilik, istek ve dürtüleri engelleyememe, dürtü kontorülü yetersizliği, yapılan davranışın sonuçlarını öngörmede yetersizlik, zayıf planlama becerileri, dış dünyadaki uyaranlardan hızlıca etkilenme, motor gelişimde gecikme ve sakarlık, riskli davranışlarda bulunabilme ve ebeveyn, öğretmen ve akranlarla ilişkilerde yaşanılan problemler DEHB belirtileri arasındadır. DEHB’nin Yaygınlık Oranı Nedir? Çocuk ve ergenlerde DEHB sıklığı %5.9-7.1 oranındadır. Erkeklerde ve ergenlik öncesi çocuklarda daha sık görülmektedir. Çocukların % 30 – 65 ‘inde DEHB erişkinlikte de devam eder. Hangi Durumlarda Bir Uzmana Başvurmalıyım? Aşağıdaki dikkatsizlik belirtilerinden 6 tanesi veya daha fazlası (17 yaş üstünde 5 tanesi) en az 6 ay süreyle var ise, Dikkatsizce hatalar yapma Etkinlerde dikkat dağılması Kendisiyle konuşulduğunda dinlemiyormuş gibi görünme İşleri tamamlayamama Görevleri etkinlikleri düzenlemede zorluk Mental çaba gerektiren sorumluklardan kaçınma Gerekli şeyleri kaybetme Dikkatin kolaylıkla dış uyaranlarla dağılması Unutkanlık Veya aşağıdaki hiperaktivite belirtilerinden 6 tanesi veya daha fazlası (17 yaş üstünde 5 tanesi) en az 6 ay süreyle var ise bir uzmana başvurabilirsiniz. Ellerin ayakların kıpır kıpır olması oturulan yerde sürekli kıpırdanılması, Oturulması gereken yerlerde yerinden kalkılması Uygunsuz durumlarda koşturulup, sağa sola tırmanma Sakın zaman geçirme ve oyun oynamada zorluk Çoğu zaman hareket halinde olma Çok konuşma Soru tamamlanmadan cevap verme Sıra bekleme güçlüğü Başkalarının sözünü kesme Düşünmeden hareket etme Sabırsızlık Acelecilik Aniden akla gelen düşüncelere direnmekte zorlanma